İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Çanakkale’de düzenlediği iftar programına katıldı.

Türkiye’nin dört bir yanında adaletsizliğin, haksızlığın ve hukuksuzluğun hakim olduğuna vurgu yapan Dervişoğlu, “Haksızlığın, hukuksuzluğun olmadığı yerde adalet duygusu zedelenir. Adalet duygusunun zedelendiği toplumlarda da zedelenmemiş hiçbir müessese kalmaz. Devletin dini madem adalettir, bu ülkeyi yönettiğini zannedenlere bu mübarek gecede sesleniyorum; adaletle hükmedin, adaletle yönetin aksi takdirde hem ülkemize hem de inançlarınıza ihanet etmiş olmak durumuyla karşı karşıya kalırsınız” dedi.

Kendisine “Senin her mağdurun yanında ne işin var? İşin arkasını biliyor musun?” şeklinde sorular yöneltildiğini kaydeden Dervişoğlu, “Ben önüne arkasına bakmıyorum. Bu hükümet iş başına geldiği günden beri yargılamaların adil olmadığını, soruşturmaların hakkaniyetli olmadığını bildiğim için hakkı gasp edilmiş her kişinin ve onun ailesinin yanında durmayı insani ve vicdani bir görev addediyorum.” ifadelerini kullandı

İzmir’de söylediklerini tekrar etmek istediğini dile getiren Dervişoğlu, “Bunu yapanları halka şikayet ediyorum ama asla ve kata onlardan adalet ve merhamet dilenmiyorum. Gün gelecek bu ülkeye yaptıklarının hesabını sormak bizim görevimiz olacak. Bugünler de geçecektir. Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin inşa edildiği fabrika ayarlarına geri dönecektir” diye ekledi.

Toplumun sinir uçlarına basıldığını, her yerde birtakım olaylar ve protestolar yaşandığını, üniversitelerde boykotlar başladığını, gençlerin yollara döküldüğünü söyleyen Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Herkes zannediyor ki bütün bu olaylar bir merkezden yönetiliyor. Hayır, bütün bu olaylar Türkiye hiç yönetilmediği için yaşanıyor. Meydanlarda insanlar haksızlığa baş kaldırmak üzere toplanıyor. Meydanlarda insanlarımız adaletsizliğe isyanından bulunmuyor. Birtakım soruşturmalara bağlı olarak birileri tutuklandı, birileri hakkında yargılama var, bunlar da adil olmayan bir düzen içerisinde gerçekleşiyor diye o protestolara katılmıyor. Başka gerekçeleri de var. Emekli, dul, yetim tenceresini kaynatamıyor. En büyük adaletsizliğin mutfakta yaşandığını gördüğü için meydanları dolduruyor. Gençlerimiz, geleceklerini vize kuyruklarında arıyorlar. Uğruna her şeyi vermeye razı oldukları bu güzelim ülkede kendileri hesabına bir gelecek inşa edemiyorlar. O sebeple isyan ediyorlar. Onun için meydanları dolduruyorlar."