CMG'nin açıklamasında “Çin ekonomisinin sağlam temelleri, çok yönlü yapısal avantajları, yüksek direnç kapasitesi ve geniş büyüme potansiyeli önümüzdeki dönemde de etkisini koruyacaktır. Bu süreçte, Çin’e özgü sosyalizm modelinin kurumsal üstünlüğü, dev iç pazarın sunduğu ölçek avantajı, tamamlanmış sanayi altyapısı ve nitelikli insan kaynağı gibi alanlarda Çin’in özgün avantajları daha da belirgin hale gelecektir.” denildi.

CMG'nin açıklamasına göre, bu değerlendirme, uluslararası toplumun dikkatini çekti.

Çin Küresel Televizyon Ağı (CGTN) ile Çin Renmin Üniversitesi tarafından 2023-2025 yılları arasında gerçekleştirilen uluslararası anketlerin sonuçları, Çin ekonomisine duyulan güvenin dünya genelinde istikrarlı biçimde arttığını ortaya koydu.

Yeni Çağ Uluslararası İletişim Enstitüsü aracılığıyla 46 ülkede 47 bin kişiyle yapılan anketlerde, katılımcıların büyük çoğunluğu Çin’in ekonomik gücünü, potansiyelini ve dayanıklılığını olumlu değerlendirdi. Çin ekonomisinin uzun vadede olumlu bir gelişim seyri izleyeceğine inananların oranı 2023 yılında yüzde 74,7 iken, 2024'te yüzde 81,3'e, 2025'te ise yüzde 81,9'a yükseldi.

Çin’in küresel sanayi ve tedarik zincirlerindeki kritik rolü de artan oranda takdir gördü. Bu başlık altında olumlu görüş belirten katılımcıların oranı üç yıl boyunca sırasıyla yüzde 78,5, yüzde 84,3 ve yüzde 84,7 olarak kaydedildi.

Genç katılımcılardan güçlü destek

2025 verilerine göre, ankete katılanların yüzde 89,5’i Çin ekonomisini güçlü buldu. Bu oran, 18-44 yaş aralığındaki genç katılımcılarda yüzde 90’ı aştı. Katılımcıların yüzde 89,3’ü Çin’in hızlı ekonomik büyümesini olumlu değerlendirirken, yüzde 86,4’ü Çin’in küresel ekonomiye anlamlı katkılarda bulunduğu görüşünü paylaştı.

Aynı ankette, yüzde 72,6 oranında katılımcılar Çin’i açık ve rekabetçi bir pazar olarak gördüğünü ifade etti. Yüzde 79,8’i ise Çin’in büyük ölçekli pazarının ülkeleri açısından önemli fırsatlar sunduğunu, yine aynı orandaki katılımcılar da Çin’in yabancı yatırımcılar için elverişli bir iş ortamı sunduğunu dile getirdi.

Çin-ABD ticaret rekabetinde dengeler değişiyor

Anketin dikkat çeken bölümlerinden biri, Çin ile ABD arasındaki ekonomik rekabeti konu alan sorular oldu. Katılımcıların yüzde 78’i, kendi ülkelerinin Çin ile ticaretinden fayda sağladığını belirtirken, yüzde 48,3’ü Çin ile yapılan ticaretin ABD ile yapılandan daha kârlı olduğunu ifade etti.

Kalkınma vizyonuna yüksek sempati

Katılımcılar, Çin’in “yüksek kaliteli kalkınma” vizyonuna yönelik olumlu yaklaşımlarını da ortaya koydu. En fazla desteklenen başlıklar şunlar oldu; imalat sanayi ve reel ekonominin geliştirilmesi (yüzde 53,9), inovasyon odaklı kalkınma (yüzde 46,8), yüksek düzeyde dışa açılma (yüzde 45,7), kalkınma ile güvenliğin eşgüdümü (yüzde 38,8), sürdürülebilir kalkınma (yüzde 38,7).

Açıklık politikalarına güçlü onay

Çin’in dışa açılma politikalarına yönelik sempati düzeyi de yüksekti. Katılımcıların öne çıkardığı unsurlar şunlar oldu; açıklık yoluyla inovasyon ve yeşil dönüşümün teşvik edilmesi (yüzde 42,8), uluslararası yüksek standartlara sahip ticaret kurallarına uyum (yüzde 42,7), ticaretin ve yatırımların serbestleştirilmesi ile kolaylaştırılması (yüzde 41,2), fikri mülkiyetin korunması ve adil rekabetin desteklenmesi (yüzde 39,3), tek taraflılığa ve korumacılığa karşı duruş (yüzde 37,5).

“Çin’e Dönük Sempati” başlıklı anket çalışması, Çin’in küresel imajına dair uluslararası kamuoyundaki eğilimleri ölçmeyi amaçladı.